
Investing.com – Bank of America (BAC), ABD dolarının geleceğine yönelik hazırladığı 2025 yılı ikinci yarı görünümünde, zaman dilimlerine dayalı bir analiz çerçevesi kullanarak dikkat çeken tespitlerde bulundu. Banka, doların 1973’ten bu yana en kötü yıl başlangıcını yapmasına rağmen, düşüş trendinin bundan sonraki aşamada yavaşlayabileceğini belirtti. Bu değerlendirme, küresel işlem saatlerine göre farklılaşan fiyat hareketleri ve yatırımcı davranışları üzerinden yapıldı.
BofA’ya göre, 2025 yılı boyunca ABD işlem saatlerinde doların getirisi ile Fed faiz fiyatlaması arasında %71 oranında güçlü bir korelasyon gözlemlendi. Bu bağlamda, ABD Merkez Bankasının yılın geri kalanında faiz oranlarını sabit tutmasının beklenmesi, dolar üzerinde destekleyici bir etki yaratıyor. Banka özellikle ABD piyasaları açıkken bu etkinin daha güçlü hissedilebileceğine işaret ediyor.
Asya saatlerinde dolar işlemleri önceki yıllara göre durağanlaşıyor
2025 yılının ilk yarısında dolardaki satış baskısının büyük kısmı Asya merkezli yatırımcılardan geldi. Ancak son iki yılda uzun pozisyonların çözülmesiyle birlikte, Asya piyasalarında dolar fiyatlamasının artık daha yatay seyrettiği ifade ediliyor. Bu durum, Asya’daki yatırımcıların yeni bir satış dalgası başlatmak için belirgin bir katalizör beklediğine işaret ediyor.
Diğer yandan, Avrupa borsalarının ABD borsalarına kıyasla son dönemde daha iyi performans göstermesi dolar üzerindeki baskının Avrupa işlem saatlerinde devam etmesine neden oluyor. Bu süreçte, yatırımcıların dolara olan korunma (hedge) ihtiyaçlarının azalması da döviz piyasasında belirgin bir oynaklığın önüne geçti. Ancak BofA, doların zayıflığına dair yeni bir ivmenin, muhtemel hisse senedi performans farklılıklarıyla tetiklenebileceğini aktarıyor.
Trump’ın gümrük vergileri piyasa üzerinde sınırlı etki yarattı
Dolar, ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret ortağı ülkeleri hedef alan yeni gümrük vergisi planlarına rağmen değer kazanmayı sürdürüyor. Son günlerde Trump, birçok ülkeye 1 Ağustos’a kadar geçerli olacak tarifeleri içeren mektuplar gönderdi. Ancak piyasalar, Nisan ayında olduğu gibi sert tepki vermedi. Commerzbank (CBKG) analisti Volkmar Baur’a göre bu durumun nedeni, Trump’ın tarifeleri aşamalı olarak açıklaması ve kararları uygulamadan önce ya da uygulamanın hemen ardından geri çekme eğiliminde olması.
Gelişmeler doğrultusunda, dolar endeksi (DXY) %0,26 yükselerek 97,83 seviyesinde işlem görüyor. Endeks, dünkü işlemlerde ise son iki haftanın en yüksek seviyesi olan 97,92’ye kadar yükseldi. Bu artış, piyasanın ticaret gerilimlerine karşı daha esnek bir duruş benimsediğini gösterdi. Trump’ın ticaret adımlarının piyasa üzerindeki doğrudan etkisinin azalmasıyla birlikte dolar, kısa vadede toparlanma eğilimi gösterdi.
ABD doları haftalık kazancını artırdı
ABD dolar endeksi, haftanın son işlem gününde 98 seviyesine yaklaşarak haftalık bazda %1’e yakın bir yükseliş kaydetmeye hazırlanıyor. Bu hareket, yeni tarife açıklamaları ve küresel para politikalarındaki belirsizliklerin etkisiyle yatırımcıların tekrar dolara yönelmesiyle gerçekleşti. Başkan Trump, hafta boyunca Kanada’dan ithal edilen ürünlere %35 oranında vergi uygulanacağını duyururken, diğer birçok ülkeye yönelik %15 ila %20 oranlarında genel gümrük tarifeleri planladığını açıkladı.
Ayrıca, ABD yönetimi bakır ve Brezilya menşeli ürünlere de %50 oranında vergi koyma kararı aldı. Bu vergilerin tümünün 1 Ağustos itibarıyla yürürlüğe girmesi öngörülüyor. Öte yandan, Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, faiz indirimlerinin hükümet borcunu azaltma aracı olarak kullanılmasını reddederek, Fed’in temel görevinin istihdam ve fiyat istikrarı olduğunu vurguladı. Son açıklanan işsizlik başvuruları verisi, istihdam piyasasındaki soğumanın yavaş ilerlediğini ortaya koydu.
Dolar, hafta boyunca özellikle Japon yeni karşısında güçlü bir değer artışı gösterdi; euro karşısında ise keskin bir yükseliş yaşadı. Küresel para politikaları ve ticaret cephelerinden gelen sinyaller, doların gücünün kısa vadede korunabileceğine işaret ediyor. Ancak BofA analizine göre, doların yönü orta vadede daha çok küresel hisse performansına bağlı olarak şekillenecek.