
Investing.com – 18 Temmuz 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) kesinti oranlarında önemli bir değişikliğe gidildi. Buna göre, döviz ve altın üzerinden kullandırılan kredilerde uygulanacak KKDF oranı %1’e olarak düzenlendi. Diğer tüm kredi türlerinde ise bu kesinti oranı sıfırlandı.
Karara göre, Türk lirası cinsi krediler başta olmak üzere genel kredi sınıflarında KKDF kesintisi kaldırıldı. Bu adım, özellikle iç piyasada Türk lirası kredi kullanımını teşvik etmek ve döviz cinsinden borçlanmanın maliyetini artırarak makroekonomik istikrarı desteklemek amacıyla atıldığı yönünde değerlendirmelere yol açtı.
Faktoring ve finansal kiralamaya KKDF muafiyeti devam ediyor
Aynı karar çerçevesinde, faktoring ve finansal kiralama şirketleri tarafından verilen yurt içi döviz cinsi krediler de KKDF oranından muaf tutuldu. Yani bu kuruluşların müşterilerine sağladığı döviz kredilerinde sıfır oranında KKDF uygulanmaya devam edecek. Bu uygulama, reel sektörün kısa vadeli dış finansmanına erişimini destekleyici bir unsur olarak öne çıkıyor.
Söz konusu ayrıcalıklı statü, finansal kuruluşların kaynak maliyetlerini daraltarak hem işletmelere daha uygun koşullarda kredi sağlama imkânı sunuyor hem de bu alanlardaki faaliyetlerin kredi piyasasında etkinliğini artırıyor. Uygulamadaki bu farklılaştırma, ekonomik karar vericiler tarafından sektör bazlı destek mekanizması olarak değerlendiriliyor.
Yeni oranlar 18 Temmuz itibarıyla yürürlüğe girdi
Belirlenen yeni KKDF oranları, kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih olan 18 Temmuz 2025 itibarıyla yürürlüğe girdi. Buna göre bir sonraki iş günü itibarıyla kullandırılan döviz ve altın kredilerinden %1 KKDF kesintisi yapılacak. Diğer kredi işlemlerinde ise herhangi bir KKDF kesintisi uygulanmayacak.
Bu düzenleme, başta bankalar olmak üzere tüm kredi kullandıran finansal kuruluşları doğrudan ilgilendirirken, şirketlerin borçlanma kararları açısından da maliyetleri yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyor. Özellikle ithalatçı veya ihracatçı şirketler açısından döviz kredilerinde oluşacak ek maliyet, kredi tercihlerini etkileyebilecek önemli bir unsur olarak değerlendiriliyor.