
Investing.com – ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, 1 Ağustos’a kadar bir ticaret anlaşmasına varılamaması halinde yüksek gümrük tarifelerinin devreye alınacağı süreç öncesinde açıklamalarda bulundu. CNBC’ye konuşan Bessent, Trump yönetiminin ticaret anlaşmalarında önceliğinin zamanlama değil kalite olduğunu belirterek, “Sırf anlaşma yapmak için acele etmeyeceğiz.” dedi.
Bessent, şu anki görüşmelerin ilerlediğini ancak Çin, Avrupa Birliği ve Japonya gibi taraflarla yapılan müzakerelerin farklı tempolarda ilerlediğini söyledi. Özellikle Çin ile yapılacak görüşmelere yakın gelecekte katılacaklarını vurgulayan Bessent, Çin’in Rusya ve İran’dan yaptırımlara tabi petrol ithalatı ve piyasalarda oluşturduğu aşırı kapasite sorunlarının gündemdeki ana madde olduğunu kaydetti.
Çin ve Rusya gündemde: Petrol, yaptırımlar ve kapasite fazlası
Çin ile süren müzakerelere ilişkin kapsamlı açıklamalarda bulunan Bessent, Çin’in yaptırımlara tabi Rus ve İran petrolünün başlıca alıcısı olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, Çin’in Rusya ile ticaretine dair konuların görüşülebileceğini ve İran petrolü hakkında da konuşmaya başlamaya hazır olduklarını dile getirdi. Bu açıklamalar, ABD’nin Çin ile ticaret ilişkisini yalnızca tarifeler üzerinden değil, jeopolitik etkiler yönünden de şekillendirme niyetini ortaya koydu.
Hazine Bakanı, Çin’in küresel piyasalar üzerindeki etkisini aşırı kapasite ile ilişkilendirerek mevcut sorunun ticaret dengesizliğinin ötesinde yapısal bir probleme işaret ettiğini belirtti. Bu tür yapısal konuların masaya yatırılması, müzakerelerin zamanlamasında gecikme yaratabilse de, Bessent’e göre daha kalıcı ve etkili çözümler sunma potansiyelini taşıyor.
Avrupa ve Japonya ile görüşmeler: İlerleme var, ancak yavaş tempo sürüyor
Bessent ayrıca Avrupa Birliği ile yürütülen ticaret görüşmelerinde ilerleme olduğunu ancak bu sürecin daha yavaş tempoda ilerlediğini ifade etti. Avrupa tarafının son dönemde müzakerelere daha fazla dahil olduğunu belirten bakan, “Sanırım daha hızlı müzakere etmek isteyeceklerdir.” şeklinde konuştu. Avrupalılarla ciddi bir anlaşmazlık yaşanmadığını vurgulayan Bessent, sorun yaşanmadan bir uzlaşı sağlanabileceğini belirtti.
Bessent, Japonya ile yürütülen görüşmelere ilişkin ise ABD’nin temel önceliğinin hükümet içi çıkarlar değil, Amerikan ekonomisi için en iyi anlaşmaları yapmak olduğunu ifade etti. Bu doğrultuda atılacak adımlarda da herhangi bir takvim baskısı değil, anlaşmanın stratejik kazancı ön planda tutuluyor.
Fed, faizler ve mortgage piyasası
Hazine Bakanının gündeminde sadece ticaret politikaları değil, Fed’in faiz politikası da yer aldı. Bessent, düşük enflasyon rakamlarının devam etmesi halinde faiz indiriminin gündeme gelebileceğini ve bu durumun mortgage piyasasını canlandırabileceğini söyledi. Özellikle enflasyonun kontrol altında kalması durumunda Fed’in faiz indirimine gitmesi gerektiğini savundu.
Bessent, Fed’in bağımsızlığına ilişkin yorum taleplerine ise temkinli yaklaştı. Powell’ın görevden alınmasına yönelik spekülasyonlara cevap vermekten kaçınan bakan, bu konuda varsayımlar üzerinden konuşmak istemediğini belirtti. Pazartesi gecesi Fed ile görüşeceğini açıklayan Bessent, tüm Federal Rezerv kurumunu kapsamlı şekilde inceleyeceklerini söyledi.
Trump’tan Powell spekülasyonuna sert yanıt
Wall Street Journal’da yer alan haberde, Bessent’in Başkan Trump’ı Fed Başkanı Jerome Powell’ı görevden almaktan vazgeçirmeye çalıştığı iddia edilmişti. Ancak bu iddiaya Trump’tan sert bir yalanlama geldi. Başkan Trump, “Kimse bana bir şey açıklamak zorunda değil, ben neyin iyi olduğunu herkesten daha iyi biliyorum” dedi.
Trump, ekonomi ve piyasalar üzerindeki etkisinin büyüklüğüne dikkat çekerek, “Eğer ben olmasaydım piyasalar rekor seviyelere ulaşamazdı; muhtemelen çökerdi.” ifadesini kullandı. Başkan, bilgi kaynaklarının doğruluğuna dikkat çekerek kamuoyunu yanıltan haberlerin etkisinden rahatsız olduğunu vurguladı. Bu açıklamalar yönetim içinde Powell’a ilişkin kararların hâlen masada olduğunu düşündürdü.