
Investing.com – Deutsche Bank (DB), 1 Ağustos haftasında küresel finansal piyasalarda sert dalgalanmalara yol açabilecek önemli risklere dikkat çekti. Banka, bu tarihlerde üç önemli gelişmenin çakışmasının geçen yılın aynı döneminde yaşanan türbülansa benzer etkilere yol açabileceğini belirtti. Yatırımcılara göreceli sakin bir dönem gibi görünen bu süreç, aniden resesyon endişelerinin yeniden gündeme gelmesine neden olabilir.
2024 yılı Temmuz sonu ile Ağustos başı arasında gerçekleşen dalgalı seyir, özellikle piyasanın kırılgan yapısı göz önüne alındığında, tekrar yaşanabilecek bir senaryo olarak öne çıkıyor. Deutsche Bank, bu yıl da piyasalarda karar vericilerin dikkatini çekmeyen ancak etkisi güçlü üç gelişme açısından kritik bir eşikte olunduğunu vurguladı.
Gümrük tarifelerinde belirsizlik
Bankanın işaret ettiği ilk risk, ABD’de uygulamaya konulan yeni gümrük tarifeleri için belirlenen 1 Ağustos tarihine odaklanıyor. Mevcut düzenlemeler bu tarihle birlikte sona erecek ve olası yeni tarifeler gündeme gelebilecek. Ancak piyasanın bu olasılığı yeterince fiyatlamadığına dikkat çekiliyor.
Deutsche Bank, ani bir politika değişikliğinin yatırımcıları hazırlıksız yakalayabileceğini ve piyasalarda sert reaksiyonlara neden olabileceğini belirtiyor. Tarife konusunda verilecek son dakika kararları, özellikle dış ticaretin yoğun olduğu sektörleri ve risk iştahını doğrudan etkileyebilir.
ABD istihdam verisinin olası etkileri
İkinci önemli risk, 1 Ağustos tarihinde açıklanması beklenen ABD tarım dışı istihdam verisi. Bu veri, ABD ekonomisinin sağlığına dair en yakından takip edilen göstergelerden biri kabul ediliyor. Deutsche Bank, piyasa beklentilerinin biraz altında gelebilecek bir sonucun dahi önemli fiyat hareketlerine neden olabileceği uyarısını yaptı.
Özellikle geçen yıl aynı dönemde beklentinin hafif altında gelen verinin hemen ardından finansal piyasalarda sert satışlar yaşandığı hatırlatıldı. Mevcut hassas dengeler göz önüne alındığında, bu yıl da benzer bir reaksiyon yaşanma ihtimali yüksek olarak değerlendiriliyor.
Tahvil getirilerinde yükseliş riski
Üçüncü risk ise ABD’nin uzun vadeli tahvil getirilerindeki mevcut yüksek seviyelerin devam etmesi. Halihazırda yüksek olan bu oranların daha da yükselmesinin, ABD’nin uzun vadeli borç sürdürülebilirliğine dair kaygıları tetikleyebileceği belirtiliyor. Bu durum, yatırımcı güvenini zedeleyebilir ve volatiliteyi artırabilir.
Özellikle yüksek faiz ortamında borçlanma maliyetlerinin derinleşmesi, hem özel sektörün hem de kamu maliyesinin üzerindeki baskıları artırabilecek kritik bir faktör olarak öne çıkıyor. Küresel ölçekte fon hareketlerinin yön değiştirmesi de bu bağlamda mümkün hale gelir.
Yatırımcı duyarlılığına yönelik tehdit büyüyor
Deutsche Bank, bu üç risk faktörünün aynı haftaya denk gelmesinin kısa vadeli piyasa anlatısını hızla olumsuz bir yöne çevirebileceğini belirtiyor. Hem jeopolitik belirsizlikler hem de ekonomik zayıflık sinyalleri içinde şekillenecek bu gelişmeler, finansal sistemde yeni bir stres dalgasını tetikleyebilir.
Banka, yatırımcı güveninin halihazırda kırılgan olduğunu ve olumsuz haber akışının panik etkisine yol açma potansiyeli taşıdığını vurguluyor. Piyasalardaki bu kırılgan zeminin, Ağustosun ilk haftasında yüksek seviyede dikkat gerektirdiği belirtiliyor.