Fed’in uzun vadeli faiz görünümü belirsizliğini koruyor: 2026’da daha kararlı indirimler gündemde olabilir

Investing.com – ABD Merkez Bankasının gelecekteki para politikası adımlarına ilişkin tartışmalar, son dönemde artan akademik analizler ve piyasa değerlendirmeleriyle yeniden hız kazandı. 

New York ve San Francisco Fed şubeleri tarafından yayımlanan yeni bir ortak rapor, gelecekte faiz oranlarının tekrar sıfıra yakın seviyelere geri dönebileceği riskine dikkat çekti. Raporda, kısa vadeli faiz oranlarının şu anda göreli olarak yüksek seviyelerde olduğu kabul edilmekle birlikte, ilerleyen yıllarda ekonomik koşullardaki bozulmaların bu oranların yeniden sıfır eşiğine inmesine yol açabileceği yönünde uyarıda bulunuldu.

Söz konusu araştırmanın yazarları arasında New York Fed Başkanı John Williams da yer aldı. Pazartesi günü yayımlanan makalede, kısa vadeli faiz oranlarının orta ve uzun vadede yeniden “süper düşük” seviyelere inme olasılığının, son 15 yılda gözlemlenen aralığın alt sınırına yakın olduğu ancak tamamen devre dışı bırakılmaması gerektiği belirtildi. Araştırmacılar, küresel ekonomik sistemdeki yüksek belirsizlik ortamına vurgu yaparak, sıfıra yakın faiz oranlarına dönme riskinin hala önemini koruduğunu ifade etti.

Geçmiş veriler, sıfır faize dönüşlerin kriz dönemleriyle ilişkili olduğunu gösteriyor  

Fed’in sıfır faiz hedefinde kaldığı dönemler genellikle büyük ekonomik çalkantıların sonrasına denk geliyor. 2008 küresel mali krizinin ardından Fed, kısa vadeli faiz oranlarını 2015 yılı sonuna kadar sıfıra yakın tutmuş; COVID-19 pandemisinin etkisiyle de Mart 2020’de yeniden bu seviyelere dönmüştü. Ancak enflasyonda yaşanan ani yükselişler sonrasında, 2022 baharından itibaren Fed kısa sürede faizleri agresif şekilde artırarak daha sıkı bir para politikası dönemine geçmişti.

Bu tarihsel bağlamda, sıfır faiz olasılığı yalnızca kriz senaryolarına özgülenmemeli; aynı zamanda düşük büyüme beklentileri, zayıflayan iç talep ve kalıcı deflasyon riskleri gibi faktörler de benzer faiz rejimlerine neden olabiliyor. Fed’in bu geçmiş örnekleri göz önünde bulundurarak politika faizi projeksiyonlarında temkinli davranma eğiliminde olması dikkat çekiyor.

Insight Investment: “Fed’in gerçek anlamda indirime gitmesi 2026’yı bulabilir”  

Piyasa tarafında ise benzer bir temkinli iyimserlik hakim. Insight Investment sabit getirili menkul kıymetler yöneticisi Brendan Murphy’nin değerlendirmelerine göre, Fed’in 2025 yılı içinde yalnızca sınırlı düzeyde faiz indirimi uygulayacağı, asıl anlamlı gevşeme adımlarının ise ancak 2026 yılında atılabileceği öngörülüyor. Murphy, mevcut ekonomik tablonun giderek daha zayıf sinyaller vermeye başladığını, ancak yakın zamanda uygulamaya alınan yeni Amerikan gümrük tarifelerinin enflasyonist etkisinin Fed’in karar süreçlerini karmaşıklaştıracağını vurguladı.

Murphy verdiği notta, “Bu ortamda Fed’in fazla aceleci davranmayacağını, son derece temkinli kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz.” ifadelerine yer verdi. Insight Investment’ın temel tahminine göre, 2026 yılında enflasyonist baskıların zayıflaması ve büyüme kaygılarının ağır basmasıyla birlikte, Fed’in politika faizinde daha kararlı ve yüksek hacimli indirimler yapması gündeme gelecek. Bu senaryo, piyasaların uzun vadede beklediği faiz normalleşmesinin daha geç ama daha net biçimde gerçekleşebileceği anlamına geliyor.