JPMorgan’dan kripto destekli kredilere yeşil ışık: BTC ve ETH teminatlı krediler gündemde

Investing.com – ABD’nin en büyük bankalarından biri olan JPMorgan (JPM), Financial Times’ın haberine göre müşterilerinin sahip oldukları dijital varlıkları kredi teminatı olarak kullanabilmesinin önünü açacak yeni bir finansal hizmet üzerinde çalışıyor. Banka, Bitcoin (BTC) ve Ethereum (ETH) gibi önde gelen kripto varlıkları doğrudan teminat olarak kabul edebileceği bir kredi modeli üzerinde değerlendirme yapıyor. Söz konusu uygulamanın, 2026 yılı gibi erken bir tarihte devreye alınabileceği ifade ediliyor.

Bu gelişme, Wall Street’in kripto paralara yönelik tarihsel temkinli yaklaşımından önemli bir sapmayı temsil ediyor. Daha önce yalnızca kriptoya endeksli yatırım ürünlerini (örneğin ETF’leri) kredi teminatı olarak değerlendiren JPMorgan, artık doğrudan kripto varlıkları baz alan kredi ürünleri üzerinde çalışıyor. Bu adım, dijital varlıkların geleneksel finans sistemi içerisindeki yerini güçlendirecek nitelikte bir değişikliğe işaret ediyor.

Jamie Dimon’dan politika değişikliği

JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, geçmişte kripto paralara yönelik oldukça sert eleştirilerde bulunmuştu. 2017 yılında Bitcoin’i “aldatmaca” olarak nitelendiren ve kripto kullanan bankacılara işten çıkarma tehdidinde bulunan Dimon, yıllar içinde bu sert duruşundan kısmen uzaklaştı. 2024 yılında yaptığı açıklamada, kripto varlık sahipliğini “sigara içme hakkı”na benzeterek, bireysel tercih alanında değerlendirmişti.

JPMorgan’ın bu potansiyel politika değişikliği, hem şirketin kriptoya yönelik yaklaşımındaki yumuşamayı hem de global finans dünyasında kripto varlıkların artan meşruiyetini gözler önüne seriyor. Dimon’un geçmişteki duruşuyla taban tabana zıt bu hamle, bankanın dijital ekonomiye adaptasyon sürecinde yeni bir aşamaya geçtiğini ortaya koyuyor.

Diğer bankalara göre öncü konumda

JPMorgan’ın bu girişimi, bankayı rakiplerinden ayrıştıran bir konuma getirebilir. Goldman Sachs (GS) gibi diğer büyük Amerikan bankaları, hâlâ dijital varlıkları doğrudan teminat olarak kabul etmeye sıcak bakmıyor. Ancak JPMorgan’ın bu alanda ön alıcı bir politika benimsemesi, bankaya rekabet avantajı sağlayabilir.

Bu tür krediler için JPMorgan’ın doğrudan kripto varlık tutmadığı göz önünde bulundurulursa, üçüncü taraf bir saklama hizmeti sağlayıcısıyla iş birliği yapması muhtemel görünüyor. Coinbase (COIN) gibi kripto borsaları, kurumsal müşteri ve güvenli saklama çözümleriyle bu alanda öne çıkan iş ortakları arasında yer alıyor.

Yeni yasal düzenlemeler kripto krediye yol açıyor

ABD’de kripto paralara yönelik düzenleyici çerçevenin belirginleşmesi, büyük bankaların bu alana daha cesur adımlarla girmesini sağlıyor. Geçtiğimiz hafta ABD Temsilciler Meclisinde kabul edilen ve sabit kripto paralara dair yasal zemin oluşturan yeni yasa, finans devleri tarafından olumlu karşılandı. Bu düzenleme, piyasalarda uzun süredir eksikliği hissedilen hukuki netliği sağlayarak bankaların kripto entegrasyonunu hızlandırabilir.

Ayrıca Morgan Stanley’nin E*Trade platformu üzerinden kripto işlem seçenekleri sunma planları da bu dönüşümün habercisi niteliğinde. Bu tür gelişmeler, geleneksel finans kurumlarının piyasada hızla yerini sağlamlaştırma çabasını vurgularken, JPMorgan’ın kripto teminatlı kredi planı bu eğilimi daha da ileriye taşıma potansiyeline sahip.

Zorluklar ve regülasyon riskleri devam ediyor

İlgili planlama her ne kadar güçlü bir dönüşümü simgelese de, JPMorgan’ın bu süreçte karşı karşıya kalabileceği ciddi regülasyonel zorluklar da bulunuyor. Özellikle kara para aklama ile mücadele (AML) yasaları kapsamında dijital varlıklarda denetim süreçlerinin karmaşıklığı, bankaların dikkatle yönetmesi gereken bir diğer başlık olarak öne çıkıyor.

Ayrıca, kredi teminatı olarak alınacak kripto varlıkların saklanması, değer dalgalanmalarına karşı korunması ve borçlunun temerrüde düşmesi halinde tasfiye süreci gibi teknik ve hukuki unsurlarda, henüz standartlaşmış bir uygulama bulunmuyor. Bu nedenlerle JPMorgan’ın kripto destekli kredi hizmetini tam anlamıyla hayata geçirebilmesi için ciddi bir altyapı ve iş birliği süreci gerekeceği bildiriliyor.