
Investing.com – ABD Fed Başkanı Jerome Powell’ın, görev süresinin sonuna kadar görevde kalmakta kararlı olduğu belirtildi. CNN’in konuyu bilen kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Powell, Başkan Donald Trump’ın artan faiz indirimi baskısına ve istifa çağrılarına rağmen görev süresi dolana dek Fed’in başında kalmak istediğini yakın çevresine bildirdi.
Powell, istifa etmenin yalnızca bireysel bir karar olmayacağını, aynı zamanda kurumun yapısal değerlerine zarar vereceğini ifade etti. Kendisine yakın olan kişilerle yaptığı değerlendirmelerde, bu tür bir istifanın, ABD Merkez Bankasının siyasal etkilerden bağımsız kalma ilkesini zedeleyeceğine dikkat çekti. Powell, bu bağlamda görev sorumluluğunu ve kurumun itibarı ile ilişkili yükümlülüğünü ön planda tuttuğunu vurguladı.
Senatörden destek: “Fed’in bağımsızlığı öncelikli olmalı”
CNN’in haberine göre Güney Dakota Senatörü Cumhuriyetçi Mike Rounds da konuyu Powell ile doğrudan konuştu. Rounds’un aktardığına göre Powell, istifanın Fed’in bağımsız karar alma yetisini ciddi biçimde sorgulanabilir hale getireceğini belirtti. Rounds, Fed’in siyasal baskılardan uzak kalabilmesi için Powell’ın bu duruşunun önemli olduğuna dikkat çekti.
Powell’ın görev süresi Mayıs 2026’da sona erecek. Ancak Başkan Trump’ın, özellikle son aylarda artan enflasyonist baskılar karşısında faiz indirimi taleplerini artırması, Powell’ı sürekli politik tartışmaların merkezine yerleştiriyor. Powell’ın bu baskılara rağmen görevinde kalma kararlılığı, kurum içerisinden olduğu kadar siyaset sahnesinden de destek buluyor.
Fed’in bağımsızlık mesajı net
Powell, Merkez Bankasının bağımsızlığının ekonomik istikrar için temel bir unsur olduğunu daha önceki kamuya açık konuşmalarında da vurgulamıştı. CNN’in aktardığına göre, Powell’ın yakın çevresine yaptığı değerlendirmeler, bu çizginin içselleştirildiğini ve kısa vadeli siyasal taleplere karşı taviz verilmemesi gerektiğini gösteriyor.
Öte yandan, bu gelişme Fed’in gelecek faiz kararlarına ilişkin beklentileri de doğrudan etkileyebilir. Beyaz Sarayın faiz indirimi çağrılarına rağmen bağımsız pozisyonunu koruyan Powell’ın duruşu, para politikası yönetiminin gelecekteki yol haritasının siyasi tercihlerden çok ekonomik verilerle şekilleneceğini ortaya koyuyor.